0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
%

NATO’nun 7 dalgada tarihi genişlemesi 

Sırada Ukrayna mı var? 

Bu yıl 75. yılını kutlayan NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü), genişlemeye devam ediyor. 7 Mart 2024’de İsveç, NATO’ya katılarak Birliğin 32. Üyesi oldu. Bu genişleme dalgası, Rusya ve Çin gibi çok kutuplu dünya savunucularının tepkisini çekiyor. Bu NATO’nun ilk genişlemesi değil. NATO, 1949'daki kuruluşundan bu yana bir dizi genişleme geçirerek bölgesel bir güvenlik ittifakından küresel bir örgüte dönüştü. Scrolli olarak sizlere NATO’nun genişlemesini ve Rusya ve Çin’in tutumunu derinlemesine araştırdık.

Hikâye, Araştırma: Ahmetcan Uzlaşık 

Yayına hazırlayan: Mahir Boztepe

Kürasyon: Ilgaz Fakıoğlu 

Çin unutmuyor

5 yıl sonra Avrupa’yı ziyaret eden Çin lideri Xi Jinping, Fransa, Sırbistan ve Macaristan’a ziyaretlerde bulundu. 2016’daki ziyaretinden sonra Sırbistan’a ikinci kez giden Çin Devlet Başkanı, NATO’yu hedef aldı.

Xi, Sırp yayın kuruluşu Politika tarafından Salı günü yayınlanan bir mektupta, "Yirmi beş yıl önce bugün, NATO, Yugoslavya'daki Çin Büyükelçiliğini açıkça bombalayarak üç Çinli gazeteciyi öldürdü" diye yazdı.“Bunu hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor. Çin halkı barışa değer veriyor ancak böyle trajik bir tarihin tekerrür etmesine asla izin vermeyeceğiz” diye yazdı. 

Fotoğraf: Depophotos ##17942610 / Çin Cumhurbaşkanı

NATO’nun genişlemesi neden kaygı yaratıyor? 

Çin esasen 2007’den beri NATO genişlemesine karşı kaygılı bir tutum izliyor. NATO’nun Doğu Avrupa genişlemesi, 1999 Belgrad’daki Çin diplomatik misyonunun bombalanması, NATO’nun Libya harekatı gibi gelişmeler Çin’in tepkisini çekmişti.

2016’daki Trump Başkanlığı sonrası gerileyen Çin - ABD ilişkileri de Pekin’in NATO’yla arasını açtı. Çin için en önemli meselelerden biri NATO’da ABD etkinliğinin azalması ve Avrupa’yla Çin’in daha sağlıklı ikili ilişkiler yürütebilmesi.

Fotoğraf: Depophotos #17880145 / Vladimir Putin - Şi Cinping Görüşmesi

Rusya'dan nükleer tehdit

Eski Rusya Başkanı Dmitry Medvedev, 6 Mayıs günü sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ukrayna'ya asker göndermeyi düşünen Batılı liderlere karşı nükleer saldırı tehdidinde bulundu. Medvedev, Rusya'nın Ukrayna sınırlarının ötesinde de cevap verebileceğini belirtirken, taktik nükleer silahlarla hazır olduklarını vurguladı.

Rusya ile Batı arasındaki mevcut çatışma pek çok şikâyete dayanıyor. “Batı'nın ihaneti” anlatısı onlarca yıldır Moskova'nın retoriğinde belirgin bir şekilde öne çıkıyor. 

Fotoğraf: Depophotos #18249314 / Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev

Tarihi dönemeç: Putin’in çıkışı ve sonrası

Putin’in uyarılarına rağmen NATO, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana genişlemesini durdurmadı; 1990'da 17 ülkeden bugün 30'a çıktı; bunların birçoğu bir zamanlar Sovyet önderliğindeki Varşova Paktı'nın parçasıydı. 2023’te Finlandiya’yı, 2024’te ise İsveç’i ittifaka dahil eden NATO, bugün 32 üyeli bir küresel örgüte evrildi.

Putin’in uyarılarına rağmen NATO, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana genişlemesini durdurmadı; 1990'da 17 ülkeden bugün 30'a çıktı; bunların birçoğu bir zamanlar Sovyet önderliğindeki Varşova Paktı'nın parçasıydı. 2023’te Finlandiya’yı, 2024’te ise İsveç’i ittifaka dahil eden NATO, bugün 32 üyeli bir küresel örgüte evrildi.

Peki NATO nasıl genişledi? Gelin hep birlikte inceleyelim. 

Kurucu üyeler ve Soğuk Savaş kökleri

NATO genişlemesinin kökleri esasen 1948’de imzalanan Brüksel Antlaşması’na kadar gitmektedir.İkinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Luxembourg 17 Mart 1948'de Brüksel Antlaşmasını imzaladıktan sonra Eylül 1948'de SSCB'ye karşı Batı Birliği Savunma Örgütü (Western Union Defense Organization) adında bir askeri örgüt kurdu. Savaşın açtığı yaraları daha saramamış olan batı Avrupa devletleri, örgütün caydırıcılığını arttırmak için ABD’nin katılımına gereksinim duyuyordu. ABD Kongresinin kararıyla yüzyılı aşkın süredir yürürlükte olan ve Vaşington’u Avrupa’nın iç işlerinden uzak tutan Monroe Doktrini’nin kalkmasıyla ABD'nin Avrupa'yı da içine alacak bir savunma paktına girmesinin önündeki engeller kalktı.

Brüksel Antlaşması’nın tarafları ile ABD, Kanada, İtalya, Danimarka, Norveç, Portekiz ve İzlanda,  Vaşington’da NATO'yu kuran Kuzey Atlantik Antlaşmasını (North Atlantic Treaty), 4 Nisan 1949'da imzaladılar.

Fotoğraf: Depophotos #16299394 / NATO zirvesi

1949

NATO'nun büyük yayılımından önce kurucu ülkeler ABD, Kanada, İtalya, Danimarka, Norveç, Portekiz ve İzlanda'dan oluşuyordu.

Belirgin cepheler

 NATO'nun güvenlik şemsiyesi başlangıçta Sovyetler Birliği harici 2. Dünya Savaşı'nın egemen güçlerini kapsıyordu.

32 ülke

Bugün NATO'nun güvenlik şemsiyesi altında 32 ülke bulunuyor. Bu ülkelerin birliğe katılma sürecinde ise birbirinden farklı dönemeçler mevcut.

Birinci dalga genişleme: Türkiye ve Yunanistan

Mayıs 1951'de ABD, Türkiye ve Yunanistan'ın NATO'ya kabul edilmesini önerdi. Bu kararın arkasında Türkiye'nin doğrudan girişimlerinden ziyade, ABD'de değişen küresel koşulların yarattığı kaygılar yatıyordu. 1949'da Sovyetler Birliği'nin atom silahlarına sahip olduğunun ortaya çıkması ve 1950'de ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin bir raporu, Sovyet nükleer yeteneklerine ilişkin korkuları artırdı. Sovyetlerin Avrupa'ya doğru genişlemesinin Türkiye'yi hedef alabileceği ve bu durumun stratejik konumunu savunma açısından hayati hale getirebileceği algısı vardı.

ABD'nin Türkiye ve Yunanistan'ın üyeliği konusunda ısrar etmesinin bir diğer nedeni de Yugoslavya'daki durumdu. Yugoslavya'nın 1948'de Kominform'dan atılması, onu Sovyetler Birliği için açık bir hedef haline getirdi. NATO'nun güney kanadının Türkiye ve Yunanistan'ın üyeliğiyle güçlendirilmesi, Yugoslavya ve Güney Avrupa'nın savunması için gerekli görülüyordu.

Bazı NATO üyelerinin ilk direnişine rağmen, Türkiye ve Yunanistan 18 Şubat 1952'de resmen NATO'ya kabul edildi.

İkinci dalga ve strateji değişikliği

1955 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti (Batı Almanya) NATO üyesi oldu ve bu, ittifakın genişlemesinde önemli bir dönüm noktasıydı. Nazilerin II. Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğratılmasından on yıl sonra Batı Almanya, Sovyetlerin Avrupa'daki yayılmasını kontrol altına almayı amaçlayan ortak bir savunma grubu olan NATO’ya resmen katıldı. Bu eylem, Batı Almanya'nın Batı Avrupa savunma sistemine entegrasyonunun son adımını oluşturuyordu.

1980’lere gelindiğinde NATO’nun  SSCB’nin Afganistan’a müdahalesi ve Doğu Akdeniz’de gücünü artırması NATO’da strateji değişikliklerine yol açtı. Bunlardan en önemlisi NATO’nun esnek karşılık stratejisini genişletme ve olası bir savaşı Varşova Paktı derinliklerine taşıma planıydı.

Fotoğraf: Depophotos #15059813 / Federal Almanya Cumhurbaşkanı Ankara'da

Üçüncü dalga: İspanya ve eski Sovyetler coğrafyası

İspanya'nın 1982'de NATO'ya girmesi, ittifakın İber Yarımadası'ndaki nüfuz alanını genişletti ve Akdeniz bölgesindeki varlığını güçlendirdi. Soğuk Savaş gerilimlerinin ortasında, özellikle SSCB’nin Afganistan’a müdahalesi devam ederken İspanya’nın NATO’ya girmesi ittifakın Avrupa ayağını kuvvetlendirdi.

Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve Soğuk Savaş'ın sona ermesi NATO'nun genişlemesinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 1989'dan başlayarak NATO, eski Varşova Paktı ülkeleri ve Sovyet cumhuriyetlerini kendi bünyesine katarak tarihi bir genişleme turuna başladı. Soğuk Savaş sonrası bu genişleme, Avrupa'nın jeopolitik manzarasını yeniden şekillendirdi ve NATO'nun güvenlik şemsiyesini daha önce Sovyet etkisi altında olan ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletti.


Dördüncü dalga ve Rusya'nın itirazı

Kasım-Aralık 1989'da Doğu Bloku ülkelerindeki sosyalist rejimlerin çökmesi ve 1991'in sonunda Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Varşova Paktı'nın dağılmasının ardından NATO'nun uluslararası alandaki yeni rolü ve işlevi hakkında tartışmalar başladı. Karşıt bir ittifak olmaksızın varlığının sona ermesi gerektiğini savunanlar olduğu gibi, bazıları da yeni dönemin güvenlik sorunlarına cevap verecek şekilde yeniden yapılanması gerektiğini ve genişlemesi gerekip gerekmediği konusunda tartışmalar yaşandı.

1990’larda NATO genişlemesinin önündeki en önemli tartışmalar; Rusya'nın hala devam eden itirazları, hangi ülkelerin NATO'ya kabul edileceği ve bunun getireceği maliyetin nasıl karşılanacağıydı. Yeni üyelerin topraklarına nükleer silahların yerleştirilmeyeceği, NATO'nun nükleer stratejisinde bir değişikliğe gidilmeyeceği ve bu ülkelerin AKKA sınırlamalarına uyuyacağının taahhütleri Rusya’ya verildi

Fotoğraf: Depophotos #1782308324 / Macaristan bayrağı

Beşinci dalga: Baltık devletleri ve Doğu Avrupa 

11 Eylül saldırıları sonrası yapılan ilk NATO zirvesi Prag’da gerçekleşti ve Soğuk Savaş sonraki ikinci genişleme üzerinde mutabakata varıldı. 2004 yılında NATO, Baltık ülkeleri Estonya, Letonya ve Litvanya'nın yanı sıra Bulgaristan, Romanya, Slovakya ve Slovenya'yı da saflarına kabul etti. Bu genişleme dalgası NATO'nun etki alanını Doğu Avrupa'ya kadar genişletti ve ittifakın Rusya'yı batı sınırından çevrelemesi devam etmiş oldu. 

Fotoğraf: Depophotos #18309163 / NATO bayrağı

Altıncı dalga: Güneydoğu Avrupa 

Arnavutluk ve Hırvatistan’ın 2009, Karadağ’ın 2017 ve Kuzey Makedonya’nın 2020 yılında NATO'ya katılması, ittifakın Güneydoğu Avrupa'ya doğru genişlemesinin somut adımları oldu. Etnik çatışmalar ve istikrarsızlıkla boğuşan Batı Balkanlar'da NATO’nun varlığıyla ABD’nin bölgedeki nüfuzu arttı.  

Fotoğraf: Depophotos #18309163 / NATO bayrağı

Son genişleme: Finlandiya ve İsveç 


NATO'nun Finlandiya ve İsveç ile işbirliği, 1994 yılında Barış için Ortaklık (PfP) programına katılımlarıyla başladı. Her iki ülke de aktif ortak haline geldi ve çeşitli bölgelerde NATO liderliğindeki operasyonlara önemli katkılarda bulundu. Tarihsel olarak askeri açıdan tarafsızlığa bağlı kalan Finlandiya, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinden sonra tutumunu değiştirdi. Finlandiya ve İsveç, Mayıs 2022'de resmi olarak NATO üyeliğine başvurdu ve Haziran ayında Madrid'de düzenlenen NATO Zirvesi'ne katılmaya davet edildi. Katılım müzakereleri Temmuz ayında tamamlandı ve her iki ülke de resmi davetli oldu. Tüm NATO Müttefikleri tarafından onaylandıktan sonra Finlandiya 4 Nisan 2023'te NATO'ya katıldı ve onu 7 Mart 2024'te İsveç takip ederek sırasıyla ittifakın 31. ve 32. üye ülkesi oldular.

Fotoğraf: Depophotos #17893730

Ukrayna üye olabilir mi?

Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini resmi olarak ilhak etmesinin ardından Ukrayna hızlandırılmış yöntemle NATO üyesi olmak için 2022’de ittifaka başvurdu. Halen NATO üyesi olan Polonya, Romanya, Slovakya, Çekya, Estonya, Letonya, Litvanya, Karadağ ve Kuzey Makedonya bu başvuruya desteklerini açıkladı. Fakat NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg destek açıklaması yapmaktan kaçındı. ABD güvenlik danışmanı Jake Sullivan başvurunun ertelenmesi ise gerektiğini söyledi.

Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği halihazırda pek kolay değil. NATO, Ukrayna’nın Rusya’yla savaşta olmasını gerekçe göstererek, ülkenin üyeliği konusunda ikircikli bir tutum sergiliyor. NATO sözleşmesinin 5'inci maddesi, Ukrayna’nın birliğe katılımını zorlaştıran en önemli faktör, zira Ukrayna’nın NATO’ya girmesi durumunda tüm birlik üyesi ülkelerin Rusya’yla savaş durumuna geçmesi gerekebilir. Ayrıca, NATO üyesi ülkeler içerisinde Ukrayna’nın üyelik için hazır olmadığını savunanlar olduğu ve bazı ülkelerin Rusya’yla daha fazla karşı karşıya gelmekten çekindiği biliniyor. NATO, “müttefikler kabul ettiğinde ve koşullar karşılandığında" Ukrayna’yı birliğe kabul edeceği yönündeki vaadini ise sürdürüyor.