Musk ve Şimşek üzerinden elimizde, egemenliğin yönünü sorgulatan bazı sorular kalıyor:
- Egemenliği kim yeniden tarif edecek?
- Devletin anlamı yeniden nasıl yazılacak?
- Şahsileştirilmiş liderlik mi kazandırır, kurumsallaşmış kapasiteler mi?
- Ulus-devlet egemenliği mi, ulusötesi çözüm mekanizmaları mı?
- Rasyonalite mi, anlatı mı?
Bu dönem, daha çok “tutunamayanlar” üretecek. Ama belki de egemenlik yeni bir zemine oturuyor. Egemenlik kavramı, dijital çağın ve küresel aktörlerin artan etkisiyle yeniden tanımlanacak gibi görünüyor.
William Butler Yeats’in The Second Coming şiirinden bir alıntıyla kapatalım:
“Things fall apart; the centre cannot hold.”
“Her şey dağılıyor; merkez artık ayakta kalamıyor.”
Artık sadece figürler değil, merkezin yani sistemin kendisi tutunamıyor. Yeni bir çağ, yeni bir merkez talep ediyor.