Hesaba mı ihtiyacınız var? Üye ol
Kürasyon: Ilgaz Fakıoğlu
Fotoğraflar: Depophotos
Geodata: Scrolli, NASA
İzmir'in Karşıyaka ilçesi Yamanlar Dağı'nda, 16 Ağustos 2024 tarihinde büyüyen orman yangını, yerleşim alanlarını tehdit edecek kadar yayıldı.
Yangın, 15 Ağustos’ta Yamanlar Dağı, Karatepe mevkisinde başladı
Kuvvetli rüzgarın etkisiyle yangın özellikle güney cephesinde şehre yönelik yamaçlarda 16 Ağustos’ta hızla büyüdü
Yamanlar Dağı'ndaki yangında yaklaşık 1600 hektarlık bir alan etkilendi ve şiddetli rüzgarın etkisiyle yangın Bayraklı ve Çiğli ilçelerine ulaştı
NASA'nın 'FIRMS' uydu haritasında yangının kapladığı alan 40km2’yi aştı
İzmir’in geniş çaplı uydu görüntülerine bakıldığında yangın doğrudan uydu görüntülerine yansıdı
İtfaiye ve orman ekiplerinin yoğun çabalarına rağmen yangın ilk başlangıcında kontrol altına alınmakta zorlanıldı. Yangının başladığı ilk andan itibaren hem havadan hem de karadan müdahaleler gerçekleştirildi, ancak yangının yayılması önlenemedi.
Yangın, başta Yamanlar bölgesi olmak üzere Karşıyaka ve çevresindeki yerleşim yerlerine büyük zarar verdi. Alevler, yoğun duman ve kül yağışı ile birlikte şehir merkezine kadar etkisini hissettirdi. Şehirdeki bazı mahalleler tahliye edilirken, yangının şehri tehdit edecek boyutlara ulaşması halk arasında büyük endişeye yol açtı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yangının büyük ölçüde kontrol altına alındığını, ancak soğutma çalışmalarının devam ettiğini belirtti. İzmir Valisi Süleyman Elban'ın yaptığı açıklamalara göre, yangın nedeniyle 16 ev tamamen yanarken, 87 ev, 45 iş yeri ve bir hayvan barınağı tahliye edildi.
Ülke genelindeki yangınlarla ilgili bilgi veren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yangınların yaygınlığı ve müdahale süreçleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Toplamda 72 yangın çıktığını belirten Yumaklı, bunların 45’inin kontrol altına alındığını, 27 yangına ise müdahale çalışmalarının sürdüğünü ifade etti. Özellikle Bolu ve Manisa’da sabah saatlerinde kontrol altına alınmış yangınların, şiddetli rüzgar nedeniyle yeniden alevlendiğini belirten Bakan Yumaklı, Bolu’da çıkan yangının anız yakımı nedeniyle başladığını ve hızlı bir şekilde yayıldığını dile getirdi. Bu yangına 13 helikopter, 160 kara aracı ve 822 personelin sevk edildiğini, ayrıca yangın bölgesindeki bazı mahallelerin tahliye edildiğini ekledi.
İzmir yangını, Türkiye'deki orman yangınlarının artan tehlikesini bizlere yeniden gösterdi. Türkiye’nin Ege ve Akdeniz bölgeleri, yaz aylarında yüksek sıcaklıklar, düşük nem oranı ve kuvvetli rüzgarlar nedeniyle orman yangınlarına son derece açık bölgeler arasında yer alıyor. Bu bölgelerdeki ormanlar, Akdeniz ikliminin özellikleri gereği sık sık yangın tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Özellikle kızılçam ormanları, sıcak ve kuru hava koşullarıyla birleştiğinde, yangınların hızla yayılmasına neden olabiliyor. Aynı dönemde Yunanistan’da da görülen bu orman yangınları Ege ve Akdeniz’de tekrarlanan sıcak hava dalgaları nedeniyle kurumuş çam ormanları boyunca hızla yayılan ve ve yerleşim alanlarının tahliye edilmesine neden olan felaketlere yol açıyor.
İklim değişikliğinin sıcak noktası olarak bilinen Akdeniz bölgesi; artık daha uzun süreli sıcak hava dalgalarına açık. Çünkü Ege ve Akdeniz bölgeleri, Avrupa'nın en hızlı ısınan bölgeleri arasında yer alıyor. Uzmanlara göre bölgedeki son 30-40 yıl içinde genel sıcaklık artışı 1.5°C'yi aşmış durumda bulunuyor.
İklim Masası’nda yayınlanan Duygu Bütün Bayındır’ın araştırma yazısına göre orman yangını konusunda Türkiye’nin üçte biri yüksek veya çok yüksek risk altında bulunuyor. Risk bulunduran bölgeler, yaklaşık üç milyon orman köyü nüfusuna ev sahipliği yaparken, Türkiye’deki biyolojik türlerin yüzde 35’ini barındırıyor. Bu yangınlar; sadece orman köylerini değil, aynı zamanda kıyı bölgelerinde ormanlarla iç içe geçen kentsel alanları da ciddi şekilde tehdit ediyor.
Bu durum, orman yangınlarını şehir hayatı, toplum sağlığı, ekosistemlerin işleyişi, orman yapısı, gıda güvenliği ve doğal kaynaklar temelli geçim kaynakları üzerindeki doğrudan etkileri dikkate alındığında, daha da kritik hale getiriyor. Fakat Türkiye’deki şehirlerin orman yangınlarına uyum sağlama kapasiteleri hâlen düşük. Yaklaşık 31 il, orman yangınlarına karşı uyum kapasitesi yetersiz olarak değerlendiriliyor.
Orman yangınlarının önlenmesi ve zararlarının en aza indirilmesi için özellikle tehlike barındıran blgelerdeki vatandaşlara ve yetkililere çeşitli sorumluluklar düşünüyor. Ormanlık alanlarda kesinlikle ateş yakılmaması, sigara izmaritlerinin dikkatlice atılması ve anız yakımından kaçınılması gerekiyor. Ayrıca, yetkililerin ormana girişleri yangın riski yüksek dönemlerde yasaklaması, yangına hassas bölgelerde yol kenarlarında yanıcı maddeleri azaltacak tedbirler alması ve orman içi yolların temizlenmesi gibi önlemler alması giderek önem kazanıyor.
Orman yangınlarıyla mücadelede, yangın söndürme uçağı, helikopter ve arazöz gibi araçların koordineli kullanımı da hayati önem taşıyor. Hava araçları, yangının hızlı yayılmasını engelleyerek kritik noktalarda alevleri baskı altına alırken, karadaki ekipler arazözlerle yangının tamamen söndürülmesini sağlıyor. Bu tür koordineli hava-kara operasyonları, yangının kontrol altına alınmasında en etkili yöntemlerden biri olarak biliniyor ve özellikle zor ulaşılabilir alanlarda çıkan yangınlarda büyük rol oynuyor. İzmir'deki yangında da hem havadan hem karadan gerçekleştirilen bu tür müdahaleler, yangının daha geniş alanlara yayılmasının önüne geçmişti.