İklim değişikliği, artık yalnızca bir bilimsel kavram değil; etkileri günlük hayatta da hissedilen bir gerçeklik. Sıcaklıkların artışı, yağışların düzensizleşmesi ve aşırı hava olaylarının sıklığı, sadece doğayı değil, toplumun tüm kesimlerini etkiliyor. Türkiye gibi farklı iklim kuşaklarında bulunan bir ülke, bu değişimin etkilerini daha hızlı ve çeşitli bir şekilde deneyimliyor.
Son birkaç yılın olayları, iklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerini açıkça gözler önüne serdi. 2021 yılında Marmara Denizi’nde görülen müsilaj, deniz ekosistemlerinin kırılganlığını ortaya koydu. Aynı yıl, Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nde çıkan devasa orman yangınları, yalnızca doğayı değil, bölge halkının geçim kaynaklarını da kül etti. Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan seller, yüzlerce insanı evsiz bırakarak iklim krizinin toplumsal boyutunu da gözler önüne serdi. Prof. Dr. Ömer Lütfi Şen, bu etkilerin gelecekte daha da artacağını ve iklim değişikliğinin Türkiye’nin su, gıda ve enerji güvenliğini tehdit edeceğini belirtiyor.