Hesaba mı ihtiyacınız var? Üye ol
Deniz, insanı tazeleyen ve doğayla bütünleşmenin en güzel noktası. En azından bu hikâyeyi oluşturan benim için hep öyle oldu. İzmir-Karaburun’da geçen çocukluk günlerimin bana kattığı en önemli şeylerden biri denize ve rüzgara karşı bitmeyen bir açlık. Fakat bu açlık, içindeki doğaya ait yeşil adamı öldürmeyen herkes için geçerli. Bir şeylerden kaçmaktan ziyade, hayatın kendisiyle bütünleşmeyi seçenlerin bir yolculuğu.
Dalga sörfü de bu yolculuğun modern dünyadaki belki de en “havalı” alternatif sporlarından. Türkiye'de popülerleşmeye başlayan dalga sörfü doğaya saygılı bir yaşam tarzını içerisinde barındırıyor.
Hikâye ve Kürasyon: Ilgaz Fakıoğlu
Teşekkürler: Tula Surf
Kökenleri Polinezya tarihine dayanan ve daha sonra Hawaii’ye taşınan bu spor. Tarih boyunca dini ritüellerin ve toplumsal düzenin de doğrudan bir parçası oldu. Misyonerler ve gezginler tarafından Batı dünyasına taşınan dalga sörfü; zamanla sörf kültürünün dünya genelinde yayılmasına katkı sağladı.
Günümüzde, deniz ve dalga kültürünün ayrılmaz bir parçası hâline gelen dalga sörfünün yaşam merkezlerinden bir tanesi de Kaliforniya kıyı hattı boyunca uzanan altın renkli sahiller. Kaliforniya’nın ‘resmi’ sporu sayılan dalga sörfü; Amerikan toplumunda bu dalga sörfü tutkusunun ne kadar derin olduğunu da gösteriyor.
Bu hikâyede ise Kaliforniya’nın sahillerinden İstanbul’un hemen kuzeyinde bulunan kıyılara gideceğiz. Bu yolculuğun nedeni Türkiye’de de dalga sörfünün hızla popüler hâle gelmeye başlaması. Karadeniz başta olmak üzere Akdeniz’de de yapılan dalga sörfü; bizlere sadece yeni bir sporu değil, farklı bir yaşam kültürünü de beraberinde getiriyor.
Şile'de Tula Surf topluluğuyla sörf tahtası yapan ve sörf eğitimleri veren Ergun Şenbaş, Türkiye'de dalga sörfünün gelişimini yakından gözlemleyen isimlerden birisi. Şenbaş'a göre, Türkiye’de sörfün popülerleşmesinde en büyük etken, sporun doğayla olan uyumunun insanları cezbetmesi. Özellikle Karadeniz’in vahşi ve doğal yapısı, doğaseverlerin ve macera tutkunlarının ilgisini çekiyor. Şenbaş, "Dalga sörfü sadece bir spor değil, aynı zamanda denizle ve doğayla bütünleşmenin bir yolu," diyerek, bu sporun Türkiye’de neden bu kadar hızlı yaygınlaştığını vurguluyor.
Ergun Şenbaş, Türkiye’de dalga sörfünün popülerleşmesini birkaç ana faktöre bağlıyor: "Sörf, 2020 Tokyo Olimpiyatları ile birlikte olimpik bir spor haline geldi ve bu durum, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de spora olan ilgiyi artırdı. Son 5 yılda sörf, Türkiye’de hızla gelişti ve yaygınlaştı. On yıl önce sadece birkaç kişi tarafından yapılan bu spor, artık binlerce kişiye hitap ediyor. Sörf okullarının açılması, festivallerin düzenlenmesi ve yerli sörf tahtası üretiminin başlaması, sörfü daha ulaşılabilir kıldı."
Şenbaş, sörf yapan kitlenin çeşitliliğine de dikkat çekiyor: "Dalga sörfüne ilgi gösteren kitle, her yaştan ve sosyo-ekonomik gruptan oluşuyor. 8 yaşındaki çocuklardan 45 yaşındaki yetişkinlere kadar geniş bir yelpazede insan, sörfe ilgi gösteriyor. Bu sporun doğayla iç içe olması, özellikle deniz ve doğa severler için büyük bir çekim unsuru."
Şenbaş, Türkiye’nin dalga sörfü için sunduğu çeşitli lokasyonları ve mevsimsel avantajları şöyle özetliyor: "Batı Karadeniz sahillerinde İğneada, Karaburun, Şile, Kandıra, Karasu; Orta ve Doğu Karadeniz’de ise Sinop, Ordu, Kastamonu gibi lokasyonlar, her hafta sörf yapılabilecek seviyede dalgalar sunuyor. Akdeniz’de de Alanya, Konyaaltı, Side, Kemer, Mersin kış aylarında güzel dalgalar yakalayabileceğiniz bölgeler arasında. Rüzgarların kuvvetine ve mesafesine bağlı olarak oluşan dalgalar, bu bölgeleri sörfçüler için cazip kılıyor."
"Türkiye’de dalga sörfü, henüz gelişmekte olan bir spor ve bu nedenle kendi bağımsız bir federasyonu yok," diyor Şenbaş ve ekliyor: "Ancak Şile’de kurduğumuz Tula Surf topluluğu ile hem yerel gençlere hem de İstanbul ve çevresinden gelen sörf tutkunlarına yönelik faaliyetler düzenliyoruz. Yarışmalar, etkinlikler ve sörf eğitimleriyle bu sporun Türkiye’de daha fazla tanınması için çalışıyoruz. Ancak uluslararası başarı elde etmek için daha fazla alt yapı yatırımı ve ciddi teşviklere ihtiyaç var. Milli takımlar seviyesinde tanınırlık sağlamak için, antrenörlük eğitimleri, hakemlik kursları ve milli takım antrenman kamplarının düzenlenmesi gerekiyor."
Dalga sörfü, oldukça ekonomik bir spor olarak da biliniyor. Sörfe başlamak için temel olarak ihtiyacınız olan tek şey, bir sörf tahtası ve uygun bir koy. Yüksek kondisyon gerektiren dalga sörfü için başlangıç aşamasında kondisyonu artırarak öğrenme süreci hızlandırılabiliyor.
Ergun Şenbaş'ın da belirttiği gibi Türkiye'de yaz ve kış aylarında dalga sörfüne uygun birçok konum bulunuyor.
İstanbul'a yakın lokasyonlarda Şile, Ağva, Riva, Karaburun, Kandıra gibi yerler dikkat çekiyor. Karadeniz'deki illerde ise Ordu, Sinop gibi noktalar dalga sörfü için uygun yerler arasında.
Türkiye'denin kuzey hattında bulunan Karadeniz hırçın dalgaları ve rüzgara açık konumu nedeniyle dalga sörfü için ideal bir mekan.
Kış aylarında Antalya, Side, Alanya ve Mersin gibi yerler ise Akdeniz'deki sörf lokasyonları için öne çıkıyor.