Hesaba mı ihtiyacınız var? Üye ol
Türkiye, gelişmekte olan ekonomiler bloğu BRICS'e üyelik başvurusunda bulundu. 2023 Genel ve Başkanlık seçimlerinden bu yana Batı’yla ilişkilerini restore etme arayışı içinde olan Türkiye, bir yandan da çok kutuplu dış politika stratejisine devam ediyor.
Başkan Vladimir Putin'in dış ilişkiler danışmanı Yuri Uşakov, medyaya verdiği demeçte Türkiye'nin bloğa "tam üyelik" için başvuruda bulunduğunu ve başvurunun değerlendirileceğini söyledi. Kremlin’in Sözcüsü Dmitry Peskov da Ankara’nın üyeliğinin bir sonraki zirvede masaya getirileceğini açıkladı.
Hikâye: Ahmetcan Uzlaşık
Görsel Materyal: Depophotos
“BRICS” fikri, 2001 yılında Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jim O'Neill tarafından "Daha İyi Küresel Ekonomik BRICs İnşa Etmek" başlıklı bir çalışmada ilk kez ortaya kondu. Bu fikir, ekonomik, finansal, iş dünyası, akademik çevreler ve medyada analitik bir kategori haline geldi.
BRIC ittifakı 2006 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından kuruldu.
2010 yılında Güney Afrika’nın katılımıyla ilk büyük genişlemesini gerçekleştirdi ve BRICS adını aldı.
Bu seneki son genişlemesinin ardından İran, Mısır, Etiyopya ve Birleşik Arap Emirlikleri de resmi olarak ittifaka dahil oldu.
Azerbaycan ile Malezya resmi olarak başvuruda bulunurken Suudi Arabistan daveti değerlendireceğini açıkladı. Bir başka davet edilen ülke Arjantin ise Javier Milei'nin seçilmesinin ardından başvurusunu geri çekmişti.
BRICS'in amacı, gelişmekte olan ekonomiler arasında siyasi diyalogu ve ekonomik iş birliğini teşvik etmek olarak öne çıkıyor. Ayrıca BRICS, Batı liderliğindeki küresel düzeni dengelemek için büyük yükselen ekonomilerin sesini güçlendirmeyi amaçlıyor. Kurucu üyeleri, daha adil bir dünya düzeni ve Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi tek kutuplu dünya düzenini temsil eden uluslararası kurumların reforme edilmesini istiyor. 2015 yılında hayata geçirilmiş Yeni Kalkınma Bankası bu bağlamda Batı’nın ekonomik hegemonyasına karşı önemli bir adım olarak atıldı.
2024'te BRICS'in dönem başkanlığını devralan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, grubun “adil küresel kalkınma ve güvenlik için çok taraflılığı güçlendirme” taahhüdünü vurguladı.
BRICS faaliyetlerinin uluslararası sistem üzerinde olumlu bir etkisi olacağına inandığını belirten Putin. ABD öncülüğündeki "kurallara dayalı düzen"e alternatif arayan ülkelerin sayısının arttığını ve bu ülkelerin kendi çıkarlarına ve ortaklarının çıkarlarına göre hareket etmeyi tercih ettiklerini savundu. Putin'e göre bu durum, ortak kalkınma için elverişli koşullar yaratacak.
Yakın zamanda İran, Mısır, Etiyopya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bloğa dahil olması, grubun ekonomik ve siyasi ağırlığını önemli ölçüde arttırdı zira bu ülkeler, 300 milyondan fazla bir nüfusu ve 1.5 trilyon dolarlık bir ortak GSYİH'yı temsil ediyor. Azerbaycan, Tayland ve Suudi Arabistan’ın katılması ise bu etki alanını epey bir arttırma potansiyeline sahip. Genişleyen BRICS'in önümüzdeki yıllarda küresel ekonomik ve siyasi dinamikleri nasıl şekillendireceği ise zamanla görülecek.
Geçtiğimiz sene 15. Zirvesini Güney Afrika’da gerçekleştiren Blok, bu sene 16. buluşmasını Rusya’nın Kazan şehrinde gerçekleştirecek. 22-24 Ekim tarihlerinde bu zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılım gösterecek. Zirvede ittifakın genişlemesi en önemli konulardan biri olarak masada olacak.
Rusya’nın kamuoyuyla paylaştığı Türkiye’nin BRICS başvurusu, AKP Sözcüsü Ömer Çelik tarafından da onaylandı. Konuşmasında Çelik, “BRICS'e üye olmak istediğimiz talebi açıktır. Süreç devam ediyor, somut gelişme olursa paylaşırız", ifadelerini kullandı. Ne var ki, başvuruyla ilgili Dışişleri Bakanlığından henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Üzgel ise yaptığı yazılı açıklamada: “Eğer haber doğruysa bu kadar önemli bir gelişme neden resmî olarak açıklanmamıştır? Eğer doğru değilse neden yalanlanmamıştır?", ifadelerini kullandı. CHP İstanbul Milletvekili ve Eski Büyükelçi Namık Tan ise başvurunun NATO çıkarıyla çatıştığını dile getirdi ve “iki ata aynı anda binilmez”, dedi.
Türkiye’nin BRICS üyelik başvurusunun zamanlaması ise dikkat çekti. Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, beş yıl aradan sonra AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarıyla buluştu. Her altı ayda bir gerçekleşen bu resmi olmayan “Gymnich” buluşmaları, bu sene Macaristan’ın dönem başkanlığında gerçekleşti ve Türkiye, 2019’dan beri ilk kez davet edildi.
Beş yıl aradan sonra Gymnich’e davet edilmekten mutluluk duyan Ankara ise görüşmeden istediği verimi alamadı. Türk tarafı özellikle gümrük birliği modernizasyonu ve vize serbestisi gibi konuları masaya getirirken görüşmeden hemen sonra BRICS üyeliğinin konuşulması bu toplantıdan çıkan sonuçsuzluğa bağlandı.
Hakan Fidan Haziran ayında gerçekleştirdiği Çin ziyaretinde de Türkiye’nin BRICS’e üye olabileceğinin sinyallerini vermişti.
Bir ülkenin BRICS’e tam üye olabilmesi için tüm üye devletlerin onayı gerekiyor. Bu sene BRICS’in dönem başkanlığını yapan Moskova, Ankara’nın katılımı konusundaki en istekli ülke konumunda. Bunda Rusya’nın Çin’in gittikçe artan etkisini dengeleme motivasyonu öne çıkıyor.
Ne var ki Türkiye’nin üyeliğine diğer kurucu ülkeler Çin ve Hindistan’dan bir karşı görüş çıkmasa da tüm üye devletlerin Türkiye’nin üyeliğini koşulsuz desteklemesi zor bir ihtimal gibi görünüyor. Örnek vermek gerekirse ilişkilerin daha çok yeni düzelmekte olduğu Mısır, Libya başta olmak üzere birçok konuda Ankara’dan farklı diplomatik pozisyonlarda bulunuyor. Bunun yanında BAE, Etiyopya ve İran ile de Türkiye’nin güncel sorunları bulunuyor.
BRICS üyeliği gündeme gelen Türkiye’yle ilgili en büyük soru işareti, daha önce NATO üyesi bir ülkenin BRICS’e başvurmamış olması. Peki BRICS NATO’ya bir alternatif veya doğrudan bir tehdit mi?
Uzmanlar BRICS’i genel itibariyle NATO’ya bir alternatif olarak görmüyor. Bunun sebebi her şeyden önce BRICS’in bir askeri uzantısı olmaması geliyor. Ayrıca Birliğin henüz bir daimi sekretaryası bile bulunmuyor, bu da zayıf bir kurumsal yapı anlamına geliyor.
Yine de BRICS’in hem sembolik hem de diplomatik bir önemi var. Örgüt, özellikle Batı merkezli dünya düzenine karşı çok kutuplu dünya düzenini temsil ediyor. Ek olarak, askeri olarak mevcudiyeti olmasa da ekonomik olarak 2015’te hayata geçirilen Yeni Kalkınma Bankası gibi oluşumlar bağlamında IMF’ye bir alternatif teşkil ediyor. Üye devletlerin ulusal para birimlerinde ticaret yapmasını teşvik ederek doların hegemonyasına da meydan okuyor.
Kısaca, bir “anti-Amerikan” tartışma kulübünden öte bir faaliyeti henüz olmayan BRICS, Türkiye için NATO’ya bir alternatif değil.
Türkiye’nin olası BRICS üyeliği ile ilgili en çok tartışılan başlıklardan bir tanesi de işin ekonomik boyutu. Hakan Fidan, 10-11 Haziran’da Rusya’nın Nizhny Novgorod kentinde gerçekleşen BRICS+ oturumuna katılmış ve "Görüşmelerimizi, müzakerelerimizi yapıyoruz BRICS üyesi ülkelerle. Şu anda gümrük birliği veya ortak bir para birimi, serbest ticaret anlaşmalarının hayata geçirildiği bir yer değil. Bütün bu alternatif platformları, aslında bunları birbirine alternatif değil tamamlayıcı olarak görmek lazım, platformları ülkemizin lehine değerlendirme konusunda ciddi bir çalışmamız var" şeklinde konuşmuştu.
Türkiye’nin son dönemde en ön plandaki bakanlarından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise Chatham House’da yaptığı konuşmada “ayrışmayı göze alamayız” ifadelerini kullanmış ve AB’nin “temel ortak” olduğu vurgusunu yapmıştı. Bu anlamda Türkiye’nin BRICS’i bir ekonomik getiri mi yoksa jeopolitik bir yönelim mi olarak gördüğü henüz netleşmiş değil. Bu bağlamda Türkiye’nin özellikle Rusya ve Çin ile olan ticari dengesizlikleri de göze çarpıyor. BRICS üyeliğinin bu anlamda Ankara’ya nasıl bir ekonomik getiri getirebileceği ise henüz bilinmiyor.