0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
%

Avrupa’nın geleceği nasıl şekillenecek? 

Gözler aşırı sağın yakaladığı ivmede 

2024, dünya nüfusunun yarısından fazlasının sandık başına gideceği tarihin en büyük seçim yılı olacak. Bunlar arasında, 400 milyondan fazla seçmenin sandığa gideceği 6 - 9 Haziran tarihleri ​​arasındaki Avrupa Parlamentosu seçimleri de yer alıyor.

Avrupa Parlamentosu (AP), geleneksel olarak AB politika yapımında daha ilerici bir pozisyona sahip, ne var ki bu durum 2024 seçimleri ile değişebilir. Avrupa’da yükselen aşırı sağ, önümüzdeki 5 yıl AB politika yapımını etkileme potansiyeli taşıyor. 

Hikâye: Ahmetcan Uzlaşık

Yayına hazırlayan: Mahir Boztepe

Parlamentodaki üye sayısı 720’ye çıktı

Haziran 6-9, 2024 tarihleri arasında yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimi, AB’nin yaptığı doğrudan 10. seçim olacak. 

400 milyondan fazla seçmen, bu sene sayıları 705’ten 720’ye yükselen Avrupa Parlamentosu üyesini seçimle belirleyecek. İngiltere’nin AB’den çıkmasıyla Parlamento üye sayısı 2019’da 751’den 705’ gerilemişti. 

1979’da gerçekleşen ilk doğrudan seçimlerden bu yana AP’nin yetkileri kademeli olarak arttırıldı. Bugün Parlamento, Birliğin yetki alanına giren tüm dosyalar üzerinde Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi ile birlikte ortak yasa yapıcısı ve AB bütçesini ve gelecekteki Avrupa Komisyonunu onaylama yetkisine sahip. 

AP’nin güncel durumu

2019 Avrupa Parlamentosu seçimleri, Avrupa Birliği'ndeki siyasi dinamiklerde önemli değişimler yarattı. Merkez sağ Hristiyan Demokratlar (EPP) ve merkez sol Sosyal Demokratlar (S&D) gibi geleneksel siyasi gruplar kayıplar yaşadı, böylece doğrudan seçimlerin başladığı 1979'dan bu yana AP gündemini mutlak çoğunlukla kontrol etme yetkilerini kaybettiler. 

Bu seçim, Yeşiller, pro-AB’ci merkez partiler, liberal ve Avrupa Birliği’ne muhalif popülistler için kazanımlara sahne oldu ve daha parçalı bir siyasi manzara yarattı. 

Küresel bir fenomen olarak yükselen aşırı sağ

Avrupa’da herkesin gözü aşırı sağın yakaladığı ivmede. İster Geert Wilders'in Özgürlük Partisi'nin (PVV) Kasım ayındaki Hollanda genel seçimlerindeki başarısı gibi seçim sonuçlarında olsun, ister Le Penn’in partisinin Fransa'nın gerici göçmenlik tasarısına verdiği destek gibi gündemi muhalefetten belirleme yeteneklerinde olsun, aşırı sağ 2023'te Avrupa siyasetinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadı.

2024 yılının başında yaşanan Portekiz genel seçimleri de bu tarihi seçim yılının bir fragmanı olabilir. 10 Mart Pazar günü %66 katılım oranı ile gerçekleşen Portekiz genel seçimlerinde, 2019'da 1 olan milletvekili sayısını, 2022'de 12'ye çıkardıktan sonra 11 Mart 2024 tarihinde yapılan son seçimlerde 46'ya kadar yükselten aşırı sağcı Chega, üçüncü büyük siyasi parti olarak konumunu güçlendirmiştir.

Katılım: Uzun süredir devam eden bir sorun

Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım oranı, ulusal seçimlere göre genellikle daha az oluyor. 

2014’te yüzde 42,64’e kadar gerileyen seçime katılım oranı 2019’da çeşitli sivil toplum aktörlerinin de yoğun çabasıyla 50,66’ya kadar yükselmişti. 

2019'da, Slovakya en düşük katılım oranını %23 ile gösterirken, zorunlu oy kullanmanın olduğu Belçika en yükseği %88 ile gösterdi. AB ortalaması %50,66 olarak gerçekleşti ve bu 1994'ten beri en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti.

Önümüzdeki haziran yapılacak AP seçimlerinde ise seçmen katılımının artması bekleniyor. 2023 Sonbaharında Eurobarometer tarafından yapılan bir ankette, “önümüzdeki hafta bir seçim olsa, bu seçime katılma ihtimaliniz nedir?” sorusuna, yüzde 71 oranında “yüksek ihtimalle katılırım” cevabı verildi. 

Aynı ankette ayrıca, AP seçimleri ile “ne ölçüde ilgilisiniz?” sorusuna yüzde 60 “ilgiliyim” cevabını verdi.

EPP lideri Weber, Alman popülistlerinin 'düşman' olduğu konusunda ısrarcı

2024 Seçimleri sonrası AP’de nasıl ittifakların kurulacağı ise henüz kesin değil.

2019 seçimlerinde “Büyük Koalisyon” olarak adlandırılan pro-AB’ci iki parti, S&D (Sosyal Demokratlar) ve EPP (Avrupa Halk Partisi), ilk kez çoğunluğu kaybetmişti.

Yapılan anketler, 2024’te Paralemento’da sağın tek bir blok halinde çoğunluğu alabileceğini gösteriyor. Ne var ki, en kalabalık grup olan merkez sağ EPP (Avrupa Halk Partisi), aşırı sağ ID (Kimlik ve Demokrasi) ile ittifaka girmeyeceğini açıkladı. 


Bu durum AP’deki merkezciler için tek bir ihtimal bırakıyor: 2019’daki gibi liberallerin de içinde bulunduğu bir “Süper Büyük Koalisyon”. Ecfr.eu’nun 2024 projeksiyonuna göre RE (Liberaller) grubuyla bile, üç merkezci gruptan oluşan “Süper Büyük Koalisyon” şu anki yüzde 60'ına kıyasla sandalyelerin yalnızca yüzde 54'ünü elinde tutacak.

Avrupa Parlamentosu'ndaki gruplar içindeki ortalama oy birliği seviyesi göz önüne alındığında sandalyelerin yüzde 54'ü bu üç grubun çoğunluğu kazanmayı garanti etmesi için yeterli olmayabilir.

Sınırlarının çok ötesine uzanan bir etki

2024 Avrupa Parlamentosu seçimleri, sınırlarının çok ötesine uzanan bir etkiyle Avrupa Birliği'nin gelecekteki jeopolitik manzarasını şekillendirebilir.

Önümüzdeki Yasama döneminde AP’deki değişimden en çok etkilenme potansiyeli olan konu “Yeşil Mutabakat”. Aynı şekilde, AP içerisinde aşırı sağın yükselmesi ile göç, AB genişlemesi ve Ukrayna’ya yardım konularında politika değişiklikleri beklenebilir.