0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
%

Ankara-Brüksel İlişkilerinde Kronik Sorun: Vize

Türk vatandaşlarının Avrupa’ya giriş sorunu her geçen gün daha artıyor. Şoföründen öğrencisine, iş insanından yalnızca tatil yapmak isteyenine kadar yüzbinlerce Türk vatandaşı vize sorunundan muzdarip durumda. Scrolli olarak Ankara-Brüksel hattındaki kronik vize problemini sizler için derinlemesine inceledik.

Yazı: Ahmetcan Uzlaşık, Kürasyon: Ömer Sirkecioğlu

Şengen Bölgesi

Bugün halk arasındaki yaygın kullanımıyla vizeyi belirten “Şengen” kelimesi, esasen Lüksemburg’ün Almanya ve Fransa sınırında yer alan bir kasabasının adı. 1985 yılında Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve Almanya arasında bu kasabada yapılan antlaşmaya göre amaç sınır kontrollerinin olmadığı bir bölge yaratmaktı.

Antlaşmanın ilk tahlilde iki amacı vardı:

-       İç sınırlarda kontrolü kaldırmak

-       Bölgenin dış sınırlarındaki kontrolleri koordineli bir şekilde sürdürmek

Şengen’e Üye Olan Ülkeler

Bugün Şengen bölgesi 29 ülkeden oluşuyor. 4 milyon kilometrekareyi kapsayan alanda 420 milyon kişi ikamet ediyor. 27 Avrupa Birliği ülkesinin 25’i ve Avrupa Serbest Ticaret Birliğine üye dört ülke olan İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre Şengen’in parçası ülkeleri oluşturuyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İrlanda, Birlik üyesi olmalarına rağmen Şengen’in parçası değiller.

Bulgaristan ve Romanya ise Avrupa Birliği üyesi olmalarına rağmen Şengen Bölgesi’ne karadan dahil değiller. Özellikle Avusturya ve Hollanda’nın vetolarıyla karşılaşan bu iki Birlik üyesi, yasadışı göç ile yeterince mücadele etmediği hususunda eleştiriliyordu. Ne var ki bu sene havadan ve denizden Şengen Bölgesi’ne dahil olan Sofya ve Bükreş hükümetleri, çok yakında karadan da Şengen’e dahil olabilir.

Vize sorunu olan tek aday ülke: Türkiye

Türkiye ve AB’nin tarihi çok eskiye dayanıyor. O zamanki adı Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) olan Birlik’e Ankara başvurusunu 1963 yılında gerçekleştirdi. 1987’de tam üyelik başvurusunu gerçekleştiren Türkiye, 1999’da aday ülke konumuna yükseldi. 2005 yılında başlayan tam üyelik müzakereleri 2006-2010 yıllarında hızla ilerledi lakin Avrupa ve Türkiye’deki siyasi değişimlerin neticesinde 2010 sonrası dönemde yavaşladı ve durma noktasına geldi.

Vizesiz Avrupa hayali ise 2013 yılında imzalanan Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni ile tekrar canlandı. Türkiye-AB geri kabul anlaşması ile eşgüdümlü hayata geçirilen bu metne göre Türkiye’nin beş tematik alanda uyması gereken 72 kriter sıralanıyordu.

Türkiye bu 72 kriterin 66’sını yıllar içinde karşılarken 6 kriter noktasında hala AB ile anlaşabilmiş değil. Bu kriterler:

-       Terörle mücadele mevzuatında düzenleme

-       Yolsuzlukla mücadele

-       Europol ile iş birliği

-       Kişisel verilerin korunması

-       AB ülkeleri ile adli yardımlaşma ve suçluların iadesi

-       Geri kabul anlaşması

Bugün AB’ye aday ülkeler içerisinde serbest dolaşım için vize gereksinimi duyan tek ülke Türkiye. Diğer aday ülkeler, Ukrayna, Moldova, Gürcistan, Sırbistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya ve Karadağ, Avrupa Birliği ülkelerinde 90 güne kadar vizesiz dolaşım hakkına sahip.

Ret Oranı 2023 yılında Yüzde 16,1’e Yükseldi

2023 yılı istatistiklerine göre Türkiye’den 1 milyon 55 bin 885 kişi Şengen vizesine başvurdu. Çin’den sonra en çok Şengen vize başvurusunun yapıldığı ülke olan Türkiye, toplam başvuruların yüzde 11’ni oluşturdu.

İran’ın ardından en çok vize reddi ile karşılaşan ülke olan Türkiye’ye ise en çok red veren ülke Estonya konumunda.

Genellikle kolay vize vermesiyle bilinen Atina ise 2023 yılında Birlik ortalamasının üzerinde bir ret yüzdesi ortaya koydu. Yunanistan, 254 bin 377 Şengen başvurusundan 36 bin 112'sini reddetti. Bu da yüzde 16,5'e tekabül etti.

İspanya’nın ise Türk vatandaşlarına verdiği ret oranının 2023’de düştüğü göze çarptı. 2023 yılında yalnızca 8,1’ini reddeden İspanya, 2022 yılında başvuruların yüzde 15,8’ini reddetmişti.

Yüzde 6,6 ile en az veren ret veren ülke Slovakya olurken onu yüzde 8,7 ile İtalya takip etti.

Buzdağının görünmeyen yüzü ise başvuruların mali faturası. 11 Haziran 2024 itibariyle başvuru ücretleri 12 yaş üstü kişiler için 90 avro, 6-12 yaş çocuklar için 45 avro olarak güncellendi. Yalnızca 2023 yılında 85 milyon avroya yakın Şengen vize ücretinin ödendiği kayıtlara geçerken 2014’den beri ise kabaca 511 milyon avroya yakın bir ödeme yapıldı.

Türk vatandaşlarının karşılaştığı tek sorun red oranı değil. Randevu sürelerinin ileri tarihlere verilmesi ve vizelerin tek girişli ve kısa dönemli verilmesi sorunun başka bir kısmını oluşturuyor.

Sorun Politik mi?

Türk vatandaşlarının vize sorunu özellikle 2022’den beri gündemde. Bu sorun bağlamında, Türkiye 2022’de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne (AKPM) bu vize sisteminin kötüye kullanıldığına dair bir rapor da sunmuştu.

Gündemden düşmeyen vize konusu en son Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın eski AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi ile buluşmasında ele alınmıştı.

Fidan basın toplantısında, vize serbestisi sürecinin çözümü için "vize kolaylığı" ve "vize serbestisi”den oluşan iki aşamalı bir çalışma yürütüldüğünü belirtmişti. Fidan, vize serbestisi için gerekli olan son 6 kriterin tamamlanmasını ve AB ile müzakerelere tam anlamıyla başlama hedefini da vurgulamıştı.

Ne var ki, bu kriterlerin başında, Terörle Mücadele Yasası'ndaki değişiklikler yer alıyor. Türkiye, daha önce bu yasa üzerinde değişiklik yapamayacağını belirtmiş ve Brüksel'den esneklik istemişti. Fidan, ayrıca Kişisel Verilerin Korunması Yasası, adli işbirliği ve EUROPOL ile işbirliği gibi adımların da atılması gerektiğini de bu toplantıda vurgulamıştı.

AB’de Seçimler ve Yeni Genişleme Komisyonu Üyesi

6-9 Haziran’da gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimleri ile birlikte ise Türkiye-AB ilişkilerindeki hava önümüzdeki dönemde değişebilir. Özellikle Avrupa’da artan aşırı sağ, Ursula Von Der Leyen’in tekrar Avrupa Komisyonu Başkanı seçilmesi ve yeni bir komisyon belirlenmesi Türkiye’nin istediği adımların atılmasını zorlaştırabilir.

Oliver Varhelyi yerine atanan yeni Genişlemeden Sorumlu Komisyon üyesi Slovenyalı Marta Kos oldu. Ursula Von Der Leyen, Kos’a yazdığı görev yazısında Türkiye hakkında,

“Türkiye ile, siyasi, ekonomik ve ticaret konularında iş birliğini geliştirmek için, 2021 Haziran Avrupa Konseyi kararları ve AB-Türkiye ilişkilerinin durumuna ilişkin ortak iletişim tavsiyelerine uygun olarak, Yüksek Temsilci/Başkan Yardımcısı ile birlikte ilerleyici, orantılı ve geri döndürülebilir bir yaklaşımla devam edeceksiniz", ifadelerine yer verdi.

Türkiye ve AB, özellikle dış politikada Ukrayna ve Filistin meseleleri konusunda ayrı pozisyonlarda bulunuyor. Bu farklılıklar, Joseph Borell’in Ağustos ayında yaptığı ”Libya kıyılarındaki üsler artık Avrupalılara değil, Türkiye ve Rusya’ya ait. Bu bizim öngördüğümüz Akdeniz düzeni değil” açıklamasıyla iyice ortaya serilmişti ve AB’nin Ankara’yı rakip olarak gördüğü yorumlarına yol açmıştı.