Blog

Gökyüzündeki ne bir kuş ne de bir uçak, o ikinci bir şans!

Explore the latest trends, techniques, and tips to enhance your blogging skills and engage readers more effectively.

Gökyüzündeki ne bir kuş ne de bir uçak, o ikinci bir şans!
Alara AI fotoğrafı
Alara AI sizin için özetliyor

Mete Güner

Marvel, 2008’de Iron Man ile kendi sinematik evrenini kurmaya başladığında, DC Comics (ve çatı şirketi Warner Bros.) henüz müstakil ama etkili filmlerle yola devam ediyordu. Nolan’ın Batman üçlemesi başarılıydı ama büyük bir evren vaat etmiyordu. Marvel’ın kazandığı ivme, Warner Bros.’u da harekete geçirdi. Nolan’ın üçlemesinin ardından, DC karakterlerini kapsayan bir sinematik evren kurma işi Zack Snyder’a verildi. 2013’te Man of Steel ile başlayan bu yolculuk kısa sürede DCEU’ya dönüştü. Ancak evrenin parçaları yerine oturmadı, planlar iptal edildi.

2023 yılında Warner Bros., DC Studios’un başına James Gunn ve Peter Safran’ı getirerek yepyeni bir evren için bir kez daha kolları sıvadı. 11 Temmuz’da vizyona giren Superman, bu yeni evrenin ilk filmi olma özelliğini taşıyor. James Gunn’ın hem yazıp hem yönettiği filmde başrolleri David Corenswet, Rachel Brosnahan ve Nicholas Hoult paylaşıyor.

Filmin daha ilk dakikalarından itibaren şunu söylemek mümkün: Oyuncu seçimleri son derece yerinde. Corenswet, Christopher Reeve’den bu yana özlenen o güler yüzlü ve pozitif Superman portresini çiziyor. Hoult’un canlandırdığı Lex Luthor olması gerektiği gibi: Soğuk, hesapçı ve tehditkâr. Brosnahan ise Lois Lane’i kurtarılmayı bekleyen bir figürden çıkarıp, cesur ve aktif bir gazeteciye dönüştürüyor. Film boyunca hem zekâsı hem inisiyatifiyle öne çıkıyor.

Ailesini gururlandırmak isteyen bir çocuk: Superman

Filmin açılışında Superman’in yalnızca üç yıldır pelerini ile Metropolis semalarında süzüldüğünü ve o zamana kadar hiçbir dövüşü kaybetmediğini öğreniyoruz. Sonrasında kanlar içinde, hırpalanmış bir Superman karların içine düşüyor ve karakterle izleyicinin ilk teması sağlanıyor. Hikâye, bu etkileyici tablo ile başlıyor.

Üç hafta öncesinde Boravia’nın Jarhanpur’u işgal etmesine engel olan Superman, uluslararası bir krize neden olmuş ve Boravia’nın Çekici isimli bir meta insan Metropolis’te Superman’e saldırıp, ilk defa bir dövüşü kaybetmesine neden olmuştur. 

Superman’e çizgi romanlardan aşina olmayan insanların karaktere ısınamama sebeplerinin başında her zaman kahramanın çok güçlü ve kusursuz olması olagelmiştir. Gunn, genel izleyicinin karaktere olan bu mesafesini kırmak için kanayan ve yenilmesi mümkün bir Superman yaratmış. Hatta bazı izleyiciler bu sefer de Superman biraz fazla güçsüz olmuş diyebilir. Çünkü Superman film boyunca neredeyse hiçbir dövüşü tek başına kazanmıyor. Her zaman yanında arkadaşları veya filmin gizli yıldızı haylaz süper köpek Krypto yer alıyor.

Tanrısal güçlerden uzaklaşmış, dünyadaki insanlara yardım etmesi için yok olmak üzere olan Kripton’dan Dünya’ya gönderildiğini düşünen Superman, ailesi tarafından kendisine verilen bu görevde elinden geleni yaparken ailesini gururlandırmak isteyen ve kolayca bağ kurulabilecek bir karaktere dönüşmüş. Bu açıdan şimdiye kadar sinemadaki tüm Superman yorumlamalarından ayrılmış bir yapım var karşımızda ve filmin en güçlü yanı bu. Sinemadan çıktığınızda aklınızda herhangi bir insani duyguya sahip olmayan bir robota bile yardımı için teşekkür eden, Metropolis’e saldıran dev bir canavar ile mücadele ederken bir sincabı kurtarmak için zaman ayıran, gerçekten doğru olanı yapmak isteyen, üstelik tüm gücü ve kudretine rağmen nezaketi elden bırakmayan bir Superman akıllarda kalıyor.

David Corenswet

Yorgun duygular, yoğun anlatım

Filmin en büyük sorunu, duygusal akışın fazla yoğun olması. İki saatlik sürede neredeyse tek bir nefes alma sahnesi bile yok. İzleyici, sürekli yeni bir duygusal kırılma ya da aksiyon sekansına sürükleniyor. Bu tempo, bir süre sonra yorgunluk yaratıyor. Yönetmenin bizde uyandırmak istediği duygular birbirini eziyor; çünkü daha bir sahneyi sindiremeden yenisi geliyor.

Örneğin, Superman’in Kripton’lu ailesiyle ilgili ortaya çıkan bir bilgi, insanlığın ona sırt çevirmesine neden oluyor. İnsanların Superman’e bir şeyler fırlattığı, yakalarındaki Superman logolu iğneleri söktüğü bir montaj izliyoruz ama daha iki dakika önce Superman şehri kurtarmak için savaşırken tüm Metropolis’lilerin korkusuzca çatışmanın ortasında kameralarla olan biteni çektiğini görüyorduk. Metropolis sakinleri Superman’in kendilerini kurtaracağından o kadar emin ve ona o kadar güveniyorlar ki kaçmak ve panik olmak yerine tüm hengamenin göbeğinde korkusuzca seyirci kalabiliyorlar. Bu kadar mutlak bir güvenin bir videoyla bu kadar hızla yok olması, dramatik etki açısından inandırıcı durmuyor.

Benzer şekilde, Superman’e yardım eden bir sivilin ölümü onu derinden sarsıyor ancak hemen unutuluyor. Çünkü bir sonraki DC Studios filminde yer alacak karakterlerden birini on saniye de olsa görmemiz gerekiyor.

Günümüzden yansımalar sadece bir tesadüf mü?

Lex Luthor’ın Elon Musk’ı andırdığı ya da Boravia-Jarhanpur çatışmasının İsrail-Filistin geriliminden esinlendiği yönünde okumalar yapıldı. Ancak film bu benzerlikleri derinleştirmiyor, sadece bir atmosfer yaratıyor. Yani göndermeler var ama doğrudan bir politik pozisyon ya da fikir inşa edilmiyor.

Bu, bir eksiklik mi? Tartışılır. Muhtemelen Gunn, süper kahraman anlatılarını güncel dünyaya bağlarken tarafsız bir mesafeyi korumayı bilinçli bir şekilde seçiyor. Bu tercihi, anlatının odağını Superman’in ahlaki pusulasında tutmak adına anlamlı bulmak son derece mümkün.

Ne bir başyapıt ne de bir fiyasko

Superman, izleyeni pişman etmeyen, iyi vakit geçirten ama büyük riskler de almayan bir film. Ancak eğer bu yeni DC evreninin temeli olacaksa, yalnızca yapım kalitesi değil, gişe başarısı da önemli hâle geliyor.

İlk haftasında ABD’de güçlü bir başlangıç yapan film, küresel ölçekte aynı ilgiyi yakalamış değil. Bu performans, DCU’nun sonraki adımları için belirleyici olabilir.

James Gunn’ın Superman’i ne bir başyapıt ne de bir fiyasko. Ama içten, sıcak ve iyi niyetli. Her zaman yeterli olmayabilir, ama bazen iyi niyet, ilk adım için yeterlidir.

Derin Bakış Bülteni her pazar e-posta kutunda

Teşekkür ederiz!
Oops! Bir şeyler ters gitti.

Asla spam email atmayacağız.

Neler bulacaksın 👇

10+ haftanın gündemi

2+ yaşam seçkisi

1+ Scrolli'de öne çıkanlar