Blog

Bir avuç kül, bir damla yağ, asırlık koku: Sabunun köpüren hikâyesi

Explore the latest trends, techniques, and tips to enhance your blogging skills and engage readers more effectively.

Bir avuç kül, bir damla yağ, asırlık koku: Sabunun köpüren hikâyesi
Alara AI fotoğrafı
Alara AI sizin için özetliyor

Zerrin Sargut

Temizliğin kadim kahramanı sabun, Sümerler’den Osmanlı saraylarına, Hatay kazanlarından Van Gölü tuzuna uzanan bir hikâyeye sahip. Bugün her lavaboda yer alan sabun, aslında bir kültür, bir ritüel, bir hafıza… Ve hâlâ Van’da, 980 yıllık gelenekle yaşatılıyor.

Sabun... Elimizden düşürmediğimiz bu basit görünümlü temizlik maddesi, insanlık tarihine kök salmış bir kültürel ve tıbbi miras. Antik Mezopotamya’dan günümüz Türkiye’sine kadar uzanan bu köpüklü yolculukta sabun, yalnızca kiri değil, aynı zamanda geçmişi, inancı ve emeği de arındırdı. Anadolu toprakları ise bu hikâyenin en kokulu ve en kadim sayfalarını barındırıyor. Bugünse Van’ın bir çarşı köşesinde, üç kuşaktır aynı formül, aynı inanç ve aynı sadelikle yaşatılıyor.

Küllerden köklenen temizlik: Sabunun dünyadaki kökeni

Sabunun tarihi, insanlık kadar eski. M.Ö. 2800’lü yıllarda Sümerler ve Babilliler, hayvan yağlarını odun külüyle karıştırarak sabun benzeri maddeler ürettiler. Bu karışım temizlikten çok yaraların iyileştirilmesi ve yün işleme için kullanılsa da zamanla hayatın ayrılmaz parçası haline geldi.

Romalılar, Sabunius Dağı’ndan gelen kül ve yağ karışımını kullanarak ilk "sabun" üretimini sistematikleştirdi. Sabun (soap) kelimesinin de buradan türediğine inanılıyor. Antik Roma’da sabun, savaşçılar için bir temizlik değil, bir arınma sembolüydü.

Dünyada sabun ekonomisi: Dev bir endüstri

Günümüzde sabun sektörü, sadece kişisel temizlik değil; kozmetik, aromaterapi, ev temizliği ve endüstriyel temizlik alanlarında da dev bir endüstri haline geldi. 2024 yılı itibariyle küresel sabun pazarı büyüklüğü yaklaşık 55 milyar dolar olarak ölçüldü. Doğal sabunlara olan ilginin artmasıyla birlikte bitkisel ve el yapımı sabunların pazardaki payı her geçen gün yükseliyor.

Türkiye ve sabun: Zeytinyağından termal kükürte

Türkiye, sabun üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Osmanlı’dan miras kalan geleneksel sabunculuk kültürü, Anadolu’nun dört bir yanında yaşatılmaya devam ediyor. Zeytinyağı sabunu deyince akla ilk gelen yerlerden biri olan Ayvalık, Türkiye'nin sabun üretiminde tarihi merkezlerinden. Ayrıca Hatay, Gaziantep, Bursa, Denizli ve Kastamonu da sabun üretiminde adından söz ettiriyor.

Türkiye'de sabunla ilgili bazı çarpıcı veriler:

Türkiye, yıllık yaklaşık 250 bin ton sabun üretme kapasitesine sahip.

2023'te Türkiye'den 100'ün üzerinde ülkeye yaklaşık 200 milyon dolarlık sabun ihracatı yapıldı.

Türkiye sabun ihracatında ilk 5 pazar: Irak, Suudi Arabistan, Almanya, Libya ve Hollanda.

Anadolu’da sabun: Ritüellerle başlayan bir sanat

Anadolu’nun sabunla tanışıklığı ise Hititlere kadar gidiyor. Arkeolojik kazılarda sabun benzeri ürünlerin kullanıldığına dair kalıntılar bulundu. Osmanlı döneminde sabun üretimi hem ekonomik hem kültürel bir değer taşıyordu. İstanbul’daki bazı sabunhaneler, Ayasofya Camii’ne gelir sağlamak amacıyla kurulmuştu. Sabunlar yalnızca temizlik için değil, saraya özel gül yağı ve miskle hazırlanarak “saray sabunu” statüsüne ulaştırılmıştı.

Antakya’da 13. yüzyıldan bu yana üretilen defne sabunları, yalnızca doğal içerikleriyle değil, hazırlanırken edilen dualarla da bilinir. Hataylı kadınların kazan başında sabun karıştırırken ettikleri “Hayırlı sabun olsun” duası, temizlikle beraber maneviyatın da karışımına işaret eder.

1980’lerde sabunlar çeyiz sandıklarında süs eşyasıydı. “Hacı Şakir gibi kokar” repliği, o dönemin temizlik anlayışını kokular üzerinden inşa etmişti. Sabun, o yıllarda sadece bir ürün değil, bir yaşam standardıydı.

Türkiye’de sabunun rakamlarla yükselişi

  • Türkiye, 2023 itibarıyla 320 bin ton sabun üretti.
  • 150 milyon dolarlık sabun ihracatıyla Irak, Almanya, Suudi Arabistan gibi ülkelere ürün gönderildi.
  • En büyük üretim illeri: İstanbul, Hatay, Manisa, İzmir, Kocaeli ve Gaziantep.
  • 300’ü aşkın kadın kooperatifi, lavanta, defne ve doğal yağlarla sabun üretimi yapıyor.

Van'da sabunla korunan bir miras: Yaşar ailesinin 980 yıllık yolculuğu

Van’da küçük bir dükkân, devasa bir tarihin taşıyıcısı. 65 yaşındaki Murat Sait Yaşar, dedesinin 1902’de başlattığı sabunculuğu aynı sadelikle sürdürüyor. Ama bu sadece bir meslek değil, şifa, sanat ve bağlılık meselesi.

“Dedemin işini teberrü olsun diye sürdürdüm. Sonra şifa dağıttıkça daha çok sevdim,” diyor Yaşar.

Yaşar’a göre Van’da sabunculuğun tarihi 1040 yılına kadar uzanıyor. Sabunlarında Van Gölü tuzunu kullanıyor. “O suda iz bırakır tuz taneleri… Biz o izle sabun yapıyoruz,” diyor gururla.

Murat Sait Yaşar

Sabunun içinde müzik, kültür ve genetik var

Yaşar yalnızca bir sabuncu değil; aynı zamanda müzisyen. Babası da öyleymiş. Kızı matematik öğretmeni ama yan flüt çalıyor. Ailede sanat genetik bir miras.

“Sabun da sanat, müzik de… İkisini birlikte yaşatıyoruz,” diyor.

Bugün Van Bedesten Çarşısı’nda küçük dükkânında üretime devam ediyor. Ürünleri artık ihracata gitmiyor; çünkü o “az ama anlamlı üretim”i seçmiş.

Kokusu kaldı geriye…

Sabun, Anadolu’da sadece kiri değil, hayatı temizlerdi. Çeyiz sandığına konan sabunlar, yeni bir başlangıcın, temiz bir niyetin kokusuydu. Van’daki bu hikâye ise, geçmişle bugünün aynı kazanda harmanlandığı bir zaman tüneli.

“Ellerin temizse, yüreğin de temizdir” diyen bir kuşaktan, sabunla şifa dağıtan bir ustaya…

Derin Bakış Bülteni her pazar e-posta kutunda

Teşekkür ederiz!
Oops! Bir şeyler ters gitti.

Asla spam email atmayacağız.

Neler bulacaksın 👇

10+ haftanın gündemi

2+ yaşam seçkisi

1+ Scrolli'de öne çıkanlar