İklim krizi, artık yalnızca çevresel bir mesele değil; iş dünyasının sürdürülebilirliği ve geleceği için stratejik bir öncelik haline geldi. Aşırı hava olayları, kuraklıklar ve deniz seviyesindeki yükselmeler gibi fiziksel etkiler, şirketlerin altyapılarına ve tedarik zincirlerine doğrudan zarar verirken, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikalar ve teknolojik dönüşümler gibi geçiş riskleri de iş modellerini yeniden şekillendiriyor.